Türkevi

  • ANASAYFA 
  • FAALİYETLER
  • YAYINLAR
  • PROJELER
  • ARŞİV
  • HAKKIMIZDA
  • FOTO ALBÜM
  • VIDEO
  • İLETİŞİM

Almanya’daki Irkçılık ve Ayrımcılık Panelinden Notlar

Hafta sonu, Almanya’nın Köln kentinde “Irkçılık ve Ayrımcılık Paneli”ne katıldık. Hava sıcaklığı, Avrupa’da pek alışık olmadığımız, 32 dereceyi gösteriyordu. İşte böyle sıcak bir günde, yine Avrupa’nın en sıcak sorunlarından birisi üzerinde konuştuk. Kısa adı Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) olan Avrupa Türk İslam Kültür Dernekleri Birliği’nin organize ettiği panelde, Almanya başta olmak üzere, Hollanda, Fransa ve Belçika’dan da konuşmacılar yer aldılar.

Panelde yapılan konuşma metinlerinin bir kitap halinde yayınlanacağından hareketle, bu köşede, panelde aklımda kalan bazı tespit ve önerileri, başlıklar halinde siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.

Öncelikle, Panelin ilk dakikalarında öğrenmiş olduğum, ATİB’in, “2023 yılını Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücade Yılı” ilan etmesi her şeyden önce takdir edilecek bir harekettir.
Çatı/üst kuruluşlarımızın, bu tür Avrupa ve insanlığın en önemli sorunlarından birisini gündemlerine almaları, Avrupa Türklerinin geleçeği için isabetli bir karardır.

Panelde ortaya çıkan tespitlerin bazıları şu şekildeydi:

Irkçılık, Avrupa’da artık ideolojik bir durumdan çıkıp, psikolojik bir durum haline gelmiştir.
Irkçılık, sıradan bir olay olmaktan çıkmış, kurumsallaşma, siyasallaşma ve normalleşme sürecine girmiştir.
Etnik ırkçılık çok bariz bir şekilde görülürken, örtülü ırkçılık ve krumsal ırkçılık artık ülkelerin yayınladıkları raporlarda görülmektedir.

Irkçılık ya da ırkçı düşünce, aydınlanma sonrası oluşan modernitenin insan tavassuru ve ontolojisinde şekillenen “insanın tanrılaştırılması” ve “üstün ırk” düşüncesinden beslenmektedir. Oysa insan, tabiata hakim olmak yerine, yeryüzüne bir nizam vermekle yaratılmış ve “Eşrefi Mahlukat” ünvanına sahip olmuştur.

Avrupa Komisyonu’nun yayınladığı “2020-2025 Irkçılıkla Mücadele Eylem” planı, ırkçılığın Avrupa’da en önemli bir sorun olduğunu kabul edip, bu sorunla etkin ve netice alıcı bir şekilde mücalede edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Bu eylem planına göre, Avrupa’da ırkçılık kurbanı olmakta olan gruplar şunlardır:
– Siyahiler,
– Yahudiler,
– Romanlar,
– Müslümanlar,
– Asyalılar.

Almanya’da, medya ırkçı hareketlerin (örneğin Möln, Solingen, Hanau ve NSU cinayetlerinde) üstüne gideceğine, yaptıkları haberlerle, gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemişlerdir.
Karar vericilerin, savcıların ve medyanın ırkçılık karşısındaki tutumları, ırkçı faillerin yakalanmasını uzun süre ertelemiştir.

Irkçılıkla mücalede neler yapılabilir?

Öncelikle, ırkçılıkla mücadele Avrupa Türklerinin gündeminde olmalıdır. Irkçılık ve ayrımcılık bir sorun olarak kabul edilmelidir. Bu sorunun kurbanlarından birisinin de kendilerinin olduğunun farkına varılmalıdır. Bireysel ve kurumsal sorumluluk alınmalıdır. Bu yönde kolektif bir bilinç oluşturulması için yapılan etkinliklerin sayısının arttırılması gerekmektedir. Avrupa’da, ülke, bölge ve mahalli düzeyde ırkçılıkla mücadele veren yerli kurum ve kuruluşlarla işbirliği artırılmalı, çoğu zaman birlikte hareket edilmelidir. Mevcut STK’larımız, Avrupa’nın güncel sorunlarını da göz önüne alarak, vizyon ve misyonlarını gözden geçirmelidirler.
Möln, Solingen, Hanau ve diğer ırkçı katliamlar, sadece yılda bir defa değil, farklı ölçeklerde yıl boyu gündemde tutulmalıdır.

ATİB’in Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadeleyi gündemine almasının, yerinde ve isabetli bir karar olduğunu tekrar belirtmemiz gerekiyor. Bu karar, diğer kurum ve kuruluşlarımıza örnek olmaldır. Diger taraftan, Avrupa Türkleri, gündemlerine Avrupa’nın ve insanlığın önemli sorunlarından, “İklim değişikliği ve getirdikleri”, “Mülteci politikaları ve sorunu”, “Sosyal eşitsizlik, yoksulluk” gibi, 21. Yüzyıl’daki sorunların farkında olmalılar. Elbette, tüm bu süreçlerde, bir çoğu kendi köşesine çekilmiş Avrupa Türklerinin entellektüellerine, bir gelecek derdi taşıyanlara, yani sorumluluklarının farkında olanlara da büyük görev düşmektedir.

Veyis Güngör
12 Haziran 2023

 

SOSYAL MEDYADAN BİZİ TAKİP EDİN

  • Facebook
  • RSS Feed
  • Twitter
  • YouTube

Partner kuruluşlar

AVRASYA SİVİL TOPLUM FORUMU

Veyis Güngör Köşe Yazıları

Hollanda’nın bağımsızlığı ve tarihten ders almak

5 mayıs, içinde yaşadığımız ülke Hollanda için, hüzün ve sevincin iç içe yaşandığı bir gündür. Keder, hüzün ve acı… Ülke, Alman Nazileri tarafından 1940 yılında işgal edilmişti. Acılar, 1945 yılının mayıs ayına kadar devam etti. 5 mayıs 1945 tarihinde Hollanda bağımsızlığına kavuştu, özgür oldu ve sevinç başladı. İşte, Hollanda tarihinin o karanlık yıllarında yaşananların tekrarlanmaması […]

İki Avrupa, iki kutlama ve iki güç gösterisi…

Dün, 9 Mayıs kutlamaları yapıldı. İki ayrı bayram ve iki ayrı Avrupa ile karşı karşıyaydık adeta. Bir tarafta, Moskova’da yani Kızıl Meydan’da Naziler’e karşı kazanılan zaferin kutlaması, diğer tarafta Strasburg’da yapılan ‘Avrupa Günü’ kutlaması. Bilindiği üzere, 9 Mayıs 1945 Sovyet halkının Naziler’e karşı zafer günüyken, 9 Mayıs 1950 tarihi de, Robert Schuman öncülüğünde, Almanya ve […]

Tarihten ders almak ve İkinci Dünya Savaşı

Hollanda, iki yıl aradan sonra, çok görkemli bir şekilde 4 Mayıs’ta vefat edenleri anma ve 5 Mayıs’ta bağımsızlık ve özgürlük günlerini kutladı. Bilindiği üzere Hollanda, 1940 – 1945 yılları arasında Alman nazileri tarafından işgal edilmişti, İşgal sırasında Yahudi vatandaşlar, hiçbir ülkede olmadığı kadar, işgalcılara ihbar edilerek yakalatılmıştı. 77 yıl aradan sonra şimdi yapılan yüzlerce etkinlik, […]

Ramazan’la birlikte Avrupa literatürüne kazandırılan kavramlar

Mübarek ve içinde idrak etmeye muhtaç olduğumuz gizli hakikatlerin de var olduğu bir Ramazan’ın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu bireysel haz ve tecrübenin yanı sıra, bir de Ramazan’ın toplumsal yönü var. Örneğin, Ramazan’ın başlamasıyla birlikte, Hollanda medyasında da oruç ile ilgili haberler, yorumlar ve söyleşiler yayınlandı. Ramazan kültürüne ait bazı kavramlar, tercümeye gerek kalmadan, Avrupa literatürüne […]

Başbakan Rutte’nin Ankara ziyareti ve Hollanda’daki yankıları

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, on yıl gibi uzun bir aradan sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Ankara’da ziyaret etti. Rutte’nin ziyareti, her ne kadar Hollanda medyasında ‘pragmatik bir ilişki’ başlığı ile duyurulsa da, Türkiye’nin Avrupa ve NATO için vazgeçilmez bir partner olduğu bir kez daha dillendirildi. Başbakan Rutte ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buluşması Hollanda medyasında geniş yer […]

Avrupalılar, Avrupa Birliği’ni yeterince bilmiyorlar

Geçen yıl dijital olarak başlatılan, ‘Avrupa’nın Geleceği Konferansı’ ile ilgili, bu köşede iki ayrı yorum paylaşmıştım. Söz konusu yorumlar, “Avrupa’nın Geleceği Konferansı ve Avrupa Türkleri” ile “Avrupa’nın Geleceği Konferansı üzerine eleştiriler” başlıklarıyla yayınlanmıştı. Konferans başlayalı, dokuz ay oldu. Bu süre içinde söz konusu konferansa 4 milyonu aşkın Avrupa vatandaşı katıldı. Konferansın şimdiye kadar ulaştığı hedeflere […]

Hollanda ve Almanya koalisyon hükümetleri protokollerinde göç ve mülteciler

Hollanda’da 15-17 Mart tarihlerinde genel seçimler yapılmıştı. Seçimden iktidar partisi VVD birinci ve sol liberal D66 parti ikinci büyük parti olarak çıktı. Ülke yönetimine on yıllarca katkıda bulunan Hıristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokratlar oy kaybeden partiler oldular. Aylar süren müzakereler neticesinde, VVD, D66, CDA ve CU partileri anlaştılar ve 271 gün sonra koalisyon hükümeti protokolü […]

Turkevi.nl © 2023