Türkevi

  • ANASAYFA 
  • FAALİYETLER
  • YAYINLAR
  • PROJELER
  • ARŞİV
  • HAKKIMIZDA
  • FOTO ALBÜM
  • VIDEO
  • İLETİŞİM

Amsterdam’daki mekânların hatırlattığı sosyal, kültürel ve bilimsel faaliyetler

Uzun yıllar sonra, Amsterdam’a bir kez daha bisiklet ile gittim. İkamet ettiğim köyden takriben 6 km. sonra Amstedam’a kuzeyden giriş yaptım. Hollanda’ya yapılan Türk göçünün ilk yıllarında, Türk işçilerinin yoğun olarak çalıştıkları NDSM Gemi fabrikasınının ve Atatürk Kampı’nın bulunduğu yerden Amsterdam merkez tren istasyonuna giden küçük feribotu kullandım. Hava güzeldi. Yağmur yoktu.
Kadirşinas dost Efsane ile, Amsterdam Fatih Camii’nde öğle namazında buluşacaktık. Bisiklet yolculuğu bir saat sürünce, yetişemedim. Namaz sonrası, Fatih Camii’ne yakın olan, Westerkerk’in hemen karşısındaki Türk restoranı “Sefa”da buluştuk. Kahvelerimizi içtik. Mekan sahiplerinden Recep Korkut’dan, ‘akşama doğru tekrar geliriz’ diyerek müsade istedik ve Amsterdam sokaklarında yavaş yavaş gezmeye başladık.

Amsterdam’ın sokaklarını karış karış bilen ve hafızası güçlü olan Efsane ile şehrin merkezinine doğru ilerledik. Amsterdam’ın eski halini çok iyi bilen Efsane, sokaklarda kimselerin olmadığını, ikide bir söyledi durdu. Hakikaten, sokaklar bomboştu. Şehir sanki hayalet şehre dönmüştü.
Issızdı, sakindi…
Bir zamanlar sokaklarında turistlerden zor yürünen Amsterdam, Kovid-19’dan sonra olağanüstü sakindi. Etrafımızda hiç İngilizce konuşan insan yoktu. Buna rağmen ara sokaklardan ot kokusu, yani Hint Keneviri kokusu eksik değildi.

Gerek öğrencilik yıllarımızda, gerek sonraki yıllarda yapılan sosyal kültürel faaliyetleri yakından takip eden Efsane, gezintimiz süresince, her köşe başında, ‘şu binada falan faaliyeti yapmıştınız’ dedi durdu. Tabii ki, Efsane’nin bu hatırlatmaları, beni ister istemez o yıllara geri götürdü.
Elbette, bu sütunda o yıllarda Amsterdam’da yapılan faaliyelerin tamamının anlatılması mümkün değil. Ancak, mekânla anılabilen bazı faaliyetlere kısaca yer vermek isterim.

Amsterdam gezintimizde, adını meşhur Hollandalı ressam ve baskı ustası Rembrandt’dan alan, Rembrandtsplein’e geldiğimizde, Efsane, köşedeki oteli gösterdi ve burada yaptığımız ‘Birinci Uluslararası Mevlana Sempozyumu’ ve ‘Ibn Sina Konferansı’ faaliyetlerini hatırlattı.

Evet, henüz öğrenciydik, herhangi bir dernek, vakıf kurmamıştık. Seksenli yıllarda, Hollanda üniversitelerinde okuyan, sayıları da bir elin parmakları kadar az olan Türk öğrencilerle kurduğumuz organizasyon komiteleriyle söz konusu faaliyetleri gerçekleştirmiştik.
Her iki faaliyet, bir pazar günü öğleden sonra yapılmıştı. O yıllarda, Den Haag’da Hollandaca yayınlanan Qibla dergisi, “Mevlana Rembrandsplein’de” başlığı ile duyurmuştu Mevlana Sempozyum’unu.

Amsterdam’ın en önemli ve merkezi yerlerinden birisi olan DAM Meydanı’na geldiğimizde, Efsane, Kraliyet Sarayı’nın sol tarafındaki Yeni Kilise salonunu göstererek, ‘Burada da “Ibn Haldun Konferansı” ve “Avrupa Türk Edebiyatı” faaliyetleri olmuştu’ dedi.

Doğru söylüyordu Efsane. “Ibn Haldun ve Göç Tarihi Konferansı”, Hollanda Türk Akademisyenler Birliği tarafından organize edilmişti.
Sosyal Bilimler Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisiyken, takip ettiğim 4. Dünya Tarihi ek derslerinde, Dr. Leo Biegel, uzun uzun Ibn Haldun ve tarih teorisinden bahsetmişti. Aynı tarihlerde, Taha Akyol’un ‘Tarihten Geleceğe’ kitabını okumuştum. Orada da Ibn Haldun’dan örnekler veriliyordu. Ibn Haldun’un hem tarihçi, hem sosyolog hem de göçmen bir geçmişe sahip olması ilgimi çekmişti. Bunun üzerine, Amsterdam Üniversitesi’nden Leo Biegel ve  Harrie Teunissen, Almanya’dan Kadri Akkaya’nın konuşmacı olarak katıldığı söz konusu konferansı organize etmiştik.  Konferans notları da Hollandaca ve Türkçe olarak kitap halinde yayınlanmıştı.

Yine aynı tarihi binanın salonunda, geçen aylarda aramızdan ayrılan Ozan Yusuf Polatoğlu, yıllar önce ebediyete intikal eden Osman Türkay başta olmak üzere, bir çok konuşmacının katıldığı “Batı Avrupa Türk Edebiyatı Forumu” organize etmiştik. O yıllarda, herkes gurbet veya göçmen edebiyatından bahsederken, biz, yeni oluşmakta olan Batı Avrupa Türk Edebiyatı kavramını kullanmıştık.
Program, 8 Aralık 1991 tarihinde olmuştu. İngiltere, Almanya ve Hollanda’dan katılan şair ve Türkologlar; ‘Avrupa’da sözlü edebiyatımız’ ve ‘Gurbet edebiyatından evrensel edebiyata geçiş’ gibi konularda konuşmalar yapmışlardı. Bu toplantıyla, Avrupa’da yeni bir Türk edebiyatının oluşum haberi verilmişti.

Dam Meydanı, bize elbette sadece yukarıda hatırlanan faaliyetleri gözümüzün önünde getirmez. Bilindiği gibi Dam Meydanı, gösterilerin, nümayişlerin, mitinglerin, protestoların yapıldığı merkezlerden birisidir. Burada, Türkiye düşmanı malum terör örgütü de, her hafta, yıllarca gösteri yaptı. Biz de, Dam Meydanı’nda Amsterdam tarihinde bir ilk olan, tarihi Mehter Takımı gösterisi yapma şansını yakaladık.
Amsterdam’da yedi yıl süreyle organize ettiğimiz ata sporumuz, tarihi yağlı güreş şampiyonluklarına davet ettiğimiz Ankara Büyükşehir Mehter Takımı, Amsterdam Dam Meydanı’nda tam iki saat süreyle bir gösteri yaptı. Mehter Takımı’nın Dam Meydanı’nda yürümesiyle, dünyanın her tarafından gelen turistler başta olmak üzere, halk neye uğradıklarını önce anlayamadılar. Sonra, fotoğraf çekme yarışına girdiler. Ceddin Deden, Neslin Baban, Genç Osman, Hücum Marşı, tarihte ilk defa Amsterdam Dam Meydanı’nı inletmişti.

Amsterdam gezintimizde karşımıza çıkan bir başka hatıra ise, Dam Meydanı’nın hemen arkasında yer alan Edebiyat Fakültesi’nde yapılan ‘Yunus Emre Sevgi Yılı’ faaliyetiydi. 1991 yılı, UNESCO tarafından “Dünya Yunus Emre Sevgi Yılı” ilan edilmişti. Türkiye başta olmak üzere, Türk gönül coğrafyasında, Yunus Emre faaliyetleri organize edilmişti. Biz de, Hollanda Türk Akademisyenler Birliği olarak, Hollanda’da “Yunus Emre Sevgi Haftası” organize etmiştik. Bu çerçevede, Hollanda’da konferanslar, sergiler, film ve video gösterileri ve yayın faaliyetleri yapılmıştı.
Pazartesi akşamı, Leiden Üniversitesi’nde başlayan Yunus Emre programları, sırasıyla, Delft, Utrecht Twente ve Amsterdam Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde icra edilmişti. Bu çerçevede, Hollanda’nın günlük gazetelerinden Trouw, Yunus Emre’ye tam sayfa ayırmıştı. Hollanda televizyonu da Yunus Emre özel yayını yapmıştı. Den Haag Halk Kütüphanesi’nde de Zeki Kuşoğlu’nun ‘Yunus Emre Resim Sergisi’ne yer verilmişti.

Amsterdam sokaklarında yaptığımız gezinti süresinde hatırlanan sosyal, kültürel ve bilimsel faaliyetlerin yanı sıra, o yıllarda daha yeni meşhur olmaya başlayan “Belçika Patates Kızartması”ndan da bahsetmemiz gerekir. Zira, tıpkı o yıllarda olduğu gibi, Amsterdam Üniversitesi kütüphanesinin arka tarafındaki, Belçika patates kızartması için insanların sırada beklediklerini gördük. Yine, aynı sokakta, bizim öğrencilik yıllarında yüzme havuzu olan ancak şimdi ‘helva’ satılan bir dükkan gördük. Büyük kalıplar halinde satılan helvanın fiyatı bizi şoke etti. Tadına bakmak için yüz gram alalım dedik. Satıcı, ‘en az üç yüz gram almanız gerekir’ deyince şaşırdık kaldık. Bizim, Türk marketlerinden altı, yedi avroya aldığımız sade helvanın kilosu neredeyse elli avroydu bu dükkanda.

Birkaç saat süren Amsterdam sokakları gezimizden sonra, tekrar Westerkerk’en karşısındaki ‘Sefa’ Restorana geri geldik. Yorulmuştuk. Terasa oturduk. Demlenen Türk çayı ilaç gibi geldi. Bütün yorgunluğumuzu alıverdi. Kendi hazırladıkları özel ekmek arası dönerlerimizi de yedikten sonra, saatin ilerlemesi, hafif rüzgarın başlamasıyla, Recep Korkut ve çalışanlara teşekkür ederek dağıldık. Amsterdam merkezden, bisikletle, istasyondan vapurla karşıya geçmem ve eve gelmem tam bir saat sürdü. Tatlı yorgunluğum ertesi gün de devam etti, ama anıları tazelemeye değdi.

Veyis Güngör
1 Haziran 2021

SOSYAL MEDYADAN BİZİ TAKİP EDİN

  • Facebook
  • RSS Feed
  • Twitter
  • YouTube

Partner kuruluşlar

AVRASYA SİVİL TOPLUM FORUMU

Veyis Güngör Köşe Yazıları

İki Avrupa, iki kutlama ve iki güç gösterisi…

Dün, 9 Mayıs kutlamaları yapıldı. İki ayrı bayram ve iki ayrı Avrupa ile karşı karşıyaydık adeta. Bir tarafta, Moskova’da yani Kızıl Meydan’da Naziler’e karşı kazanılan zaferin kutlaması, diğer tarafta Strasburg’da yapılan ‘Avrupa Günü’ kutlaması. Bilindiği üzere, 9 Mayıs 1945 Sovyet halkının Naziler’e karşı zafer günüyken, 9 Mayıs 1950 tarihi de, Robert Schuman öncülüğünde, Almanya ve […]

Tarihten ders almak ve İkinci Dünya Savaşı

Hollanda, iki yıl aradan sonra, çok görkemli bir şekilde 4 Mayıs’ta vefat edenleri anma ve 5 Mayıs’ta bağımsızlık ve özgürlük günlerini kutladı. Bilindiği üzere Hollanda, 1940 – 1945 yılları arasında Alman nazileri tarafından işgal edilmişti, İşgal sırasında Yahudi vatandaşlar, hiçbir ülkede olmadığı kadar, işgalcılara ihbar edilerek yakalatılmıştı. 77 yıl aradan sonra şimdi yapılan yüzlerce etkinlik, […]

Ramazan’la birlikte Avrupa literatürüne kazandırılan kavramlar

Mübarek ve içinde idrak etmeye muhtaç olduğumuz gizli hakikatlerin de var olduğu bir Ramazan’ın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu bireysel haz ve tecrübenin yanı sıra, bir de Ramazan’ın toplumsal yönü var. Örneğin, Ramazan’ın başlamasıyla birlikte, Hollanda medyasında da oruç ile ilgili haberler, yorumlar ve söyleşiler yayınlandı. Ramazan kültürüne ait bazı kavramlar, tercümeye gerek kalmadan, Avrupa literatürüne […]

Başbakan Rutte’nin Ankara ziyareti ve Hollanda’daki yankıları

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, on yıl gibi uzun bir aradan sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Ankara’da ziyaret etti. Rutte’nin ziyareti, her ne kadar Hollanda medyasında ‘pragmatik bir ilişki’ başlığı ile duyurulsa da, Türkiye’nin Avrupa ve NATO için vazgeçilmez bir partner olduğu bir kez daha dillendirildi. Başbakan Rutte ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buluşması Hollanda medyasında geniş yer […]

Avrupalılar, Avrupa Birliği’ni yeterince bilmiyorlar

Geçen yıl dijital olarak başlatılan, ‘Avrupa’nın Geleceği Konferansı’ ile ilgili, bu köşede iki ayrı yorum paylaşmıştım. Söz konusu yorumlar, “Avrupa’nın Geleceği Konferansı ve Avrupa Türkleri” ile “Avrupa’nın Geleceği Konferansı üzerine eleştiriler” başlıklarıyla yayınlanmıştı. Konferans başlayalı, dokuz ay oldu. Bu süre içinde söz konusu konferansa 4 milyonu aşkın Avrupa vatandaşı katıldı. Konferansın şimdiye kadar ulaştığı hedeflere […]

Hollanda ve Almanya koalisyon hükümetleri protokollerinde göç ve mülteciler

Hollanda’da 15-17 Mart tarihlerinde genel seçimler yapılmıştı. Seçimden iktidar partisi VVD birinci ve sol liberal D66 parti ikinci büyük parti olarak çıktı. Ülke yönetimine on yıllarca katkıda bulunan Hıristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokratlar oy kaybeden partiler oldular. Aylar süren müzakereler neticesinde, VVD, D66, CDA ve CU partileri anlaştılar ve 271 gün sonra koalisyon hükümeti protokolü […]

Hollanda’da 4’üncü Rutte hükümetinin programında neler var?

Türkevi’nden yeni bir çevrimiçi tartışma programı Amsterdam Tartışmaları ile 60 program gerçekleştiren Hollanda Türkevi Topluluğu, “Gözlem; Hollanda’da Türkevi-Türkevi’nde Hollanda” adlı yeni bir programla faaliyetlerine bir yenisini daha ekledi. Gözlem programı, pandemiyle birlikte küresel düzeyde değişen şartlara uyum sağlayarak çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. İlk programın konusu, Hollanda’da 17 Mart 2021’de yapılan seçimlerden 299 gün sonra kurulan 4’üncü […]

Turkevi.nl © 2023