Türkevi

  • ANASAYFA 
  • FAALİYETLER
  • YAYINLAR
  • PROJELER
  • ARŞİV
  • HAKKIMIZDA
  • FOTO ALBÜM
  • VIDEO
  • İLETİŞİM

Türkevi Söyleşileri’nin 11’incisinde, ‘Endülüs düşünürü İbn Tufayl ve eseri’ anlatıldı.

Amsterdam Türkevi Söyleşileri’nin 11’incisi yapıldı.
‘Ruh’un Uyanışı: Hayy İbn Yakzan; İbn Tufayl’ın ele alındığı toplantıda, Endülüs İslam Medeniyeti’nin yetiştirdiği ve Avrupa düşüncesine de etki eden bilim adamları üzerinde duruldu.

Türkevi Topluluğu Başkanı Veyis Güngör konuşmasına, Hayy İbn Yakzan kitabıyla nasıl tanıştığını anlatarak başladı.

İbn Tufayl’in, ‘Hayy İbn Yakzan’ kitabını, Amsterdam Üniversitesi, Pedagoji Fakültesi birinci sınıf öğrecisi olduğu yıllarda okuduğunu söyleyen Veyis Güngör, önce Batılı bilim adamları Piaget, Montessori, Erikson, Heidegger, Rousseau, Dewey’in yorumlarıyla karşılaştığını ifade etti. Pedagojinin mücerret bir bilim dalı olması nedeniyle, özellikle bilgi ve varoluş teorisi gibi konularda zorlandığını belirten Veyis Güngör, Allah-birey ilişkisi, ruh ve beden ilişkisi, insan-tabiat ilişkisi, akıl, his, evren, nefs üzerinde kafasının allak bullak olduğunu söyledi. Güngör, “Tam bu sıralarda, teorik pedagoji dersimize giren hoca, kulakları çınlasın Harie Teunissen, ders çıkışı bana bir kitap hediye etti. Kitabın adı: `Wat geen oog heeft gezien, geen oor heeft gehoord en in geen mensenhart is opgekomen: de geschiedenis van Hayy ibn Yaqzan’dı. Türkçesi: gözün görmediği, kulağın duymadığı, insan kalbine doğmadığı: Hayy Ibn Yakzan’ın hikayesiydi”. diye konuştu.

Endülüs müslüman bilim adamlarından Ibn Tufeyl’in ‘Hayy İbn Yakzan’ kitabıyla böyle tanıştığını anlatan Veyis Güngör, yine aynı yıllarda, Amsterdam Dam Meydanı’ndaki Yeni Kilise’nin konferans salonunda ‘İbn Haldun ve Göç Tarihi’ konulu bir program düzenlediklerini de söyledi.

Hay Ibn Yakzan’ın yazarı İbn Tufaly’ın ünlü bir Endülüs düşünürü olduğu, asıl adının ‘Ebu Bekir Muhammad ibn Abdul Malik İbn Muhammed İbn Tufeyl el-Kaisi el-Endulusi’ olduğu ve 1106 yılında Granada (Ispanya/Endülüs) yakınlarındaki Guadiks’de doğduğu, slayt ile gösterildi. İbn Tufayl’ın, yine ünlü Endülüş düşünürü İbn-i Bacce tarafından eğitildiği, Felsefe, Tıp, Şiir ve Astronomi ile ilgilendiği belirtildi. İbn Tufayl’ın Hayy İbn Yakzan kitabının, dünyada ilk felsefi roman olma özelliğini taşıdığı ve Avrupa’da Bacon, Spinoza ve More gibi pek çok düşünür ve sanatçıyı etkilediği belirtilen İbn Tufayl, 1186’da Merakeş’te (Fas) öldü.

  1. Yüzılın, Endülüs toplumunun ‘tasavvufta zirve yaptığı’ yüzyıl olduğu ve tasavvuf tarihine İbn Arabi, İbn Rüşt, İbn Tufeyl gibi düşünürleri hediye ettiğini söyleyen Veyis Güngör, Endülüs, pozitif bilimlerin yanısıra sosyal bilimlerde de elle gösterilen bir medeniyet oluşturduğunu ifade etti. Güngör, “12. yüzyılda, Endülüslü düşünürler Kur’an ışığında, Allah’ın ilk yarattığı ‘akıl’ve son yarattığı da akıl sahibi olan ‘insan’dır dediler. ‘İnsan, yeryüzünde Allah’ın temsilcisidir ve yaratılmış her şey insanın kullanımına tabii kılınmıştır.” dedi.

    Hayy İbn Yakzan kitabının konusu ile ilgili, özetin özeti olarak; varoluş sorununu irdelediğini söyleyen Veyis Güngör, “Yazar birey’in akıl, zeka, irade, iç güdü, algı ile, herhangi bir terbiyeci, eğitimciye ihtiyaç duymadan da, var olmanın sırrını, hakikat’ın bilgisini’ tecrübe ile keşfedenileceğini, bulabileceğini savunuyor” dedi.

Veyis Güngör, “İbn Tufayl’ın bu eseri, kendisinden önce İbn Sina tarafından kaleme alınmıştır. Her iki kitapda kahramanlardaki karakterler aynı olsa da,varılan sonuç farklılık arzetmektedir. ” dedikten sonra, yazarın bu düşüncesinin şu şekilde de özetlendiğini anlattı:
-İnsan kendi başına, ‘insan-ı kâmil’ aşamasına ulaşabilir.
-Gözlem, deney ve düşünme yoluyla elde edilen bilgiler, vahiy yoluyla gelen bilgilerle çelişmez, yani felsefe ile din arasında tam bir uygunluk vardır.
– Mutlak bilgilere ulaşmak, bütün insanların üstesinden gelebileceği bir şey değildir.
Yüce gerçekliklere ulaşmak, bireysel bir olaydır.

Yazar’ın bu teorisini, kitabın ana kahramanı Hayy, ilerleyen yıllarda Absal ve Salaman’ın da dahil ederek açıkladığını söyleyen Veyis Güngör, Hayy’ın filozof, Absal’ın sufi ve Salaman’ın da alim özelliklerinin öne çıktığını ifade etti.
Güngör, “Farklı bir anlatımla, Hayy felsefeyi, Absal Tasavvufu ve Salaman da şeriatı sembolize ediyor. ”  diye ekledi.

İbn Tufayl ve eseri Hayy Ibn Yakzan’ın, Batı’ya etkileri üzerinde de durulan toplantıda, eserin öncelikle Robinson Crusoe’ya ilham kaynağı teşkil ettiği belirtildi. İbn Tufayl’ın, en belirgin etkisinin, içinde yaşadığımız ülke Hollanda’ya etkisi olduğunu söyleyen Veyis Güngör, buna somut örnek olarak, Hollandalı düşünür Spinoza’yı gösterdi.  Spinoza’nın Hayy İbn Yakzan’ı Hollandacaya tercüme edip, kendi eserleri arasında da yayınladığı araştırmacılar tarafıdan söylendiğini belirten Veyis Güngör, “Endülüslü düşünür İbn Tufayl’ın ayrıca Bacon, Defoe, More, Locke, Rousseau. Marks gibi düşünürleri de etkilediği biliniyor” dedi. Güngör, “Hatta Hayy İbn Yakzan kitabının İngiltere’deki Quaker mezhebine ait Hıristiyanlar’ın ahlak derslerinde okutulduğu da ayrı bir detaydır” diye ekledi.

Bir soru üzerine, Hayy’ın yaşadığı Issız Ada’ya nasıl geldiğine de değinen Veyis Güngör, bu konuda iki farklı görüşün olduğunu söyledi. Bu görüşlerden birincisinin, Hayy’ın Ada’da topraktan yaratıldığı, ikincisinin de, bir anne ve babadan doğup, Ada’ya terkedilmiş olduğunu belirten Güngör,  “Tabiiki Hayy’ın hikayesinde Hz. Adem başta olmak üzere, Hz. Musa, Hz. Süleyman ve bir çok Kur’an motifi bulunur. ” diye ilave etti.

Güngör son ve özet olarak, “Endülüslü Ibn Tufeyl’in eserde verdiği mesaj çok nettir. Hayy’ın bilgisi felsefe’dir. Absal’ın bilgisi tasavvuf’tur. Salaman’ın bilgisi de şeriat’dır. Bu bize, Hakikat’ın birden fazla olduğunu göstermez. Tam aksine ‘Hakikat’e farklı farklı yollardan varılabileceğini gösterir” dedi.

 

Program esnasında, yoğurt çorbası ve sebzeli bulgur pilavı ikram edilirken, program sonrasında da katılımcılar, Hayy İbn Yakzan hikayesi etrafında, geç saatlere kadar fikir alışverişi yaptılar.

 

Amsterdam, 20 Ekim 2018

SOSYAL MEDYADAN BİZİ TAKİP EDİN

  • Facebook
  • RSS Feed
  • Twitter
  • YouTube

Partner kuruluşlar

AVRASYA SİVİL TOPLUM FORUMU

Veyis Güngör Köşe Yazıları

İki Avrupa, iki kutlama ve iki güç gösterisi…

Dün, 9 Mayıs kutlamaları yapıldı. İki ayrı bayram ve iki ayrı Avrupa ile karşı karşıyaydık adeta. Bir tarafta, Moskova’da yani Kızıl Meydan’da Naziler’e karşı kazanılan zaferin kutlaması, diğer tarafta Strasburg’da yapılan ‘Avrupa Günü’ kutlaması. Bilindiği üzere, 9 Mayıs 1945 Sovyet halkının Naziler’e karşı zafer günüyken, 9 Mayıs 1950 tarihi de, Robert Schuman öncülüğünde, Almanya ve […]

Tarihten ders almak ve İkinci Dünya Savaşı

Hollanda, iki yıl aradan sonra, çok görkemli bir şekilde 4 Mayıs’ta vefat edenleri anma ve 5 Mayıs’ta bağımsızlık ve özgürlük günlerini kutladı. Bilindiği üzere Hollanda, 1940 – 1945 yılları arasında Alman nazileri tarafından işgal edilmişti, İşgal sırasında Yahudi vatandaşlar, hiçbir ülkede olmadığı kadar, işgalcılara ihbar edilerek yakalatılmıştı. 77 yıl aradan sonra şimdi yapılan yüzlerce etkinlik, […]

Ramazan’la birlikte Avrupa literatürüne kazandırılan kavramlar

Mübarek ve içinde idrak etmeye muhtaç olduğumuz gizli hakikatlerin de var olduğu bir Ramazan’ın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu bireysel haz ve tecrübenin yanı sıra, bir de Ramazan’ın toplumsal yönü var. Örneğin, Ramazan’ın başlamasıyla birlikte, Hollanda medyasında da oruç ile ilgili haberler, yorumlar ve söyleşiler yayınlandı. Ramazan kültürüne ait bazı kavramlar, tercümeye gerek kalmadan, Avrupa literatürüne […]

Başbakan Rutte’nin Ankara ziyareti ve Hollanda’daki yankıları

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, on yıl gibi uzun bir aradan sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Ankara’da ziyaret etti. Rutte’nin ziyareti, her ne kadar Hollanda medyasında ‘pragmatik bir ilişki’ başlığı ile duyurulsa da, Türkiye’nin Avrupa ve NATO için vazgeçilmez bir partner olduğu bir kez daha dillendirildi. Başbakan Rutte ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buluşması Hollanda medyasında geniş yer […]

Avrupalılar, Avrupa Birliği’ni yeterince bilmiyorlar

Geçen yıl dijital olarak başlatılan, ‘Avrupa’nın Geleceği Konferansı’ ile ilgili, bu köşede iki ayrı yorum paylaşmıştım. Söz konusu yorumlar, “Avrupa’nın Geleceği Konferansı ve Avrupa Türkleri” ile “Avrupa’nın Geleceği Konferansı üzerine eleştiriler” başlıklarıyla yayınlanmıştı. Konferans başlayalı, dokuz ay oldu. Bu süre içinde söz konusu konferansa 4 milyonu aşkın Avrupa vatandaşı katıldı. Konferansın şimdiye kadar ulaştığı hedeflere […]

Hollanda ve Almanya koalisyon hükümetleri protokollerinde göç ve mülteciler

Hollanda’da 15-17 Mart tarihlerinde genel seçimler yapılmıştı. Seçimden iktidar partisi VVD birinci ve sol liberal D66 parti ikinci büyük parti olarak çıktı. Ülke yönetimine on yıllarca katkıda bulunan Hıristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokratlar oy kaybeden partiler oldular. Aylar süren müzakereler neticesinde, VVD, D66, CDA ve CU partileri anlaştılar ve 271 gün sonra koalisyon hükümeti protokolü […]

Hollanda’da 4’üncü Rutte hükümetinin programında neler var?

Türkevi’nden yeni bir çevrimiçi tartışma programı Amsterdam Tartışmaları ile 60 program gerçekleştiren Hollanda Türkevi Topluluğu, “Gözlem; Hollanda’da Türkevi-Türkevi’nde Hollanda” adlı yeni bir programla faaliyetlerine bir yenisini daha ekledi. Gözlem programı, pandemiyle birlikte küresel düzeyde değişen şartlara uyum sağlayarak çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. İlk programın konusu, Hollanda’da 17 Mart 2021’de yapılan seçimlerden 299 gün sonra kurulan 4’üncü […]

Turkevi.nl © 2023