MakalelerTürk Dünyası Yaz Okulu’nun dördüncüsü başladıDevamı...
38°C
07/10/2024

Amsterdam’da Avrupa’da Anadolu kitabı tanıtıldı

  • Nisan 29, 2014
  • 14 min read
Amsterdam’da Avrupa’da Anadolu kitabı tanıtıldı
Toplantıya katılanlar Hollanda’ya yaşanan Türk göçünün son 25 yıllık bölümünün sivil toplum mücadelelerini hatıralarla yad ettiler.
Farklı kesimlerden yoğun bir katılımın olduğu Avrupa’da Anadolu; Veyis Güngör’le Söyleşiler kitabı siyasetciler, öğrencilik dönemi arkadaşları, sivil toplum temsilcileri tarafından değerlendirildi. Son değerlendirme Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral tarafından yapıldı.

Mehmet Emin Ates

Türkevi Araştırmalar Merkezi tarafından Amsterdam’da düzenlenen “Avrupu’da Anadolu; Veyis Güngörle Söyleşiler”kitap tanıtım programı sivil toplum kurluşları temsilcileri katılımıyla Ramada Hotel’de gerçekleşti. Program toplantının moderatörü Mehmet Emin Ateş’in yaptığı konuşmayla başladı. Ateş konuşmasında şu konulara değindi. “Bu akşam sizlerle birlikte Avrupa’da Anadolu Veyis Güngör’le Söyleşiler kitabının tanıtımını yapacağız. Kitapta ele alınan konulara şahitlik yapan ve veyis Güngör’ün öğrencilik arkadaşı, çağdaşı Mehmet Tütüncü, yine öğrencilik yıllarında bir çok faaliyeti birlikte yapan Liberal parti eski Milletvekili Fadime Örgü ve Hollanda’da kültür alanında uzun yıllar etkin olan Adnan Dalkıran’la sorulu cevaplı söyleşi yapacağız. Ayrıca, programımıza video konferansla katılan Devket Eski Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın ve AK Parti Dışilişkiler Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün konuşmalarını ekranlara yansıtacağız.  Veyis Güngör’ün bu kitabında kırmızı şerit dediğimiz, Mevlana, Ibn-I Sina, Ibn-I Haldun, Yunus Emre gibi bir çok çalışmanın arkasında felsefi ve fikri yapı var, Bu bir azınlık toplumun içinden çıkarak buradaki azınlık toplumun felsefe ve fikri olarak gelişmesine katkı yapacak önemli çalışma olarak  görmekteyiz.  Kitapdaki çalışmalarda öne çıkan bir başka boyutda faaliyetlerin Hollanda ve Türkiye ile sınırlı kalmaması, küresel düzeye ulaşması karşımıza çıkıyor. Bu herhalde Veyis Güngör’ün Türkiye, Hollanda ve bir de İngiltere tecrübesinden kaynaklanmakta. Hollanda Türklerinin bugünki adıyla Türk ve akraba topluluklarıyla daha yakından tanışmalarında Veyis Güngör ve arkadaşlarının çok önemli katkıları olmuştur”.

Mehmet Tutuncu

İlk konuşmayı  Veyis Güngör’ün öğrencilik arkadaşı, çağdaşı ve bir çok faaliyeti birlikte yapan Mehmet Tütüncü yaptı. “Öncelikle bu kitapta ele alınan konuların ve yirmibeş yıllık mücadelenin bana şu anda hatırlattıkları iki isim var, bunları burada rahmetle anmak istiyorum. Diyen Mehmet Tütüncü, “Birisi Türkiye’nin ilk atam mühendislerinden Erdinç Türkcan ve Hollanda’nın ilk diş doktoru Oktay Mutlu. Bunlar bugün aramızda yoklar ama Hollanda Türk toplumu için kayda değer çalışmalar yaptılar. Her iki isim de o yıllarda Türk öğrencilerine yardımcı oldular, ellerinden tutdular, yol gösterdiler. Veyis Güngör’ün kitabına gelince, o yıllarda Hollanda Türk Akademisyenler Birliğini kurduk. Veyis bey başkan ben de sekreterdim. Hollanda Türkleriyle Orta Asya Türklerinin buluşması başt aolmak üzere, ili Harlem’de organize edilen Avrupa’da  Türkçe süreli yayınlar sempozyumlarıyla Veyis bey ve diğer arkadaşlar olarak Hollanda’da Türk kültürünün gelişmesine ve kurumlaşmasına katkıda bulunduk. Sonraki yıllarda hiç durmadan Veyis bey faaliyetlerine devam etti. Fabrika ayarları diyebileceğimiz Mevlana Celaleddin Rumi, hep hatreket noktasıydı. Çünkü ilk Mevlana Sempozyumunu Amsterdam’da yapmıştı. Diğer taraftan özellikle kitap yayınları burada anılması gereken bir etkinlik. Veyis Güngör bu alanda da öncüdür. Bizim kuşağımız bunları yaptı, bizden sonrakiler artık daha çok akademik araştırmalara ağırlık versinler. Veyis Güngör gibi gerçekleştirdikleri etkinlikleri yayınlayarak, Türk kültürünün ve Türkçenin gelişmesine katkıda bulunsunlar”.

IMG_2048

Yirmibeş yılı aşan bir süredir KULSAN başkanlığı yapan Adnan Dalkıran bir kültür adamı olarak yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Kitabı okudum. Kitap devlete çok yakın duruyor. İkimizin buluşması çok ilginç. Ben sol gelenekten, o sağ gelenekten geliyor. Buluştuğumuz nokta ise Türkiye kültürü oldu. Buradaki insanlarımızın göçmenlik sürecinin ilk yılları saldım çayıra mevlam kayıra’ydı. Devlet temsilcileri bizimle ilk yıllarda ilişki kurmazlar, tepeden bakarlardı. Ama Veyis Güngör gibi birisi çıkar devletin yapamadıklarını yapar.  Kültür ve sanatta Adnan Dalkıran gibi çıkar o da devletin yapamadıkları yapar. Dolayısiyle bizim gibi toplumlarda bu tür bireyler çok önemli. Bireylerin vermiş olduğu mücadele çok önemli. İlk yıllarda müzik grupları getiriyorum. Biz daha çok protest müzik dinliyordum. Ancak organizilere başladığım zaman Türkiye’nin ne kadar çok müzik kültütürüne sahip olduğunu gördüm. Bizans müziğinden, Ermeni müziğine, Kürt müziğine, Tasavvuf musikisine kadar geniş bir alan. Çok zorluklar çektim… Veyis’in işi kolaydı, özellikle son on yılda daha kolay oldu. Kitaba baktım. Türk devleti size ya çok uzak durur ya da çok yakın durur. O kadar ki, iç içe sanki. Bu beni biraz korkutuyor. Devletle iç içe girmek o kadar iyi değil. Bir ortasını bulmamız gerekir. Veyis son yıllarda çok rahat etti. AK Parti iktidara gelmeden önce devlet bizi muhatap almazdı, resepsiyonlara, kokteylere bizi çağırmazlardı. Ama bu seferde tam tersi oldu. Sadece sağ ve dindar örgütler davet ediliyor. Bu devlet bu işi normal yapamaz mı? Bir gün Amsterdam Kültür Merkezi de Balie’de Veyis ve arkadaşlarıyla karşılaştım. Hayrola Veyis dedim. Dediki Uygur Türkleriyle ilgili bir toplantı yapıyoruz da.. Dedimki yav Veyis şu burnuyun ucundaki Kürtleri de görsen dedim… Yahu mercekle Türk arıyorsunuz… Veyis ve arkadaşları sağ gelenekten gelen insanlar. Köklerine dönmeleri çok önemli. Ben mesela Necip Fazıl’ı  okumadığıma hayıflanıyorum. Veyis’in yaptığı bu çalışma örnek bir çalışma. Tebrik ediyorum”.

Fadime Orgu 2

Öğrencilik yıllarında birlikte olan Liberal Parti eski Milletvekili Fadime Örgü de gözlemlerini, hatılaralarını ve ilk yılları anlatan bir konuşma yaptı. Son 25 yılı değerlendiren Örgü şunlara değindi: “Kitap içinde yer alan çalışmalara baktığımız zaman, ilk yıllarla şimdiki faaliyetleri karşılaştırdığımız zaman aslında her şeyin adım adım yapıldığını görüyoruz. Hepsi sanki kademe kademe ele alınmış. İlk yıllar örneğin birlikte Aralık ayında Türkiye’ye gider Mevlana’yı anma törenlerine katılırdık. Mevlana düşüncesini Hollandacaya tercüme etmeye gayret ederdik. Adeta oradan ilham alırdık, motive olurduk. O zamanlar şimdki sosyal medya yoktu. Ancak Konya, İstanbul. Ankara ziyaretlerimizle Türkiye’yi ve Türk kültürünü tanıyıp burada tekrar ederdik. Aramızda bu kültür değerlerini nasıl Hollandacaya aktarırız sorusunu sorardık. Veyis Güngör bizim nesli Türk kültürüyle tanıştırdı. Yayınladığı kitaplarla Hollanda’da Türk kültür literatürü oluşturdu. Kültür açlığımızı ve susuzluğumuzu bu kitaplarla giderirdik. Daha sonra Türk cumhuriyetleriyle ilişkiler devreye giriyor. O toplumlarla tanışma fırsatı veriyordu bütün bu çalışmalar. Diğer taraftan Veyis Güngör her ne kadar siyasi olarak bir gelenekten geliyor olsa da, diğer görüşlere sahip insanlarla da oturup konuşabilen, bir şeyler paylaşabilen birisi olarak bilinir. Kızdığını hiç görmedim. Böyle bir lüksü yok. Mutlaka, ilişkilerde  orta yolu bulur. Hollandalı arkadaşlarıma, ya da siyasetcilere Veyis’I tavsiye etmem gerekirse, onun çok iyi bir netwerk’e sahip olduğunu söyleyebilirim.  Yıllar önce, Tansu Çiller Dışişleri bakanı olarak Lahey’e gelecekti. Benim de bir konuda Tansu hanımla görüşmem gerekiyordu. Türkiye’de bir yasa çıkartılması hususunda. Buradki ilişkilerimizi devreye koyduk, ancak görüşme talebimiz reddedildi. Veyis bey, ne yapıp etti, Ankara’daki netwerk’ini kullanarak Tansu Çiller’le hotel odasında birlikte özel bir görüşme sağlandı. Ve Tansu hanım o yasa değişikliğini de yaptı. Bunun gibi onlarca örnek verebiliriz. Müthiş bir network ve sağlam ilişkilere sahip Veyis bey”.

Veyis Gungor

Yapılan konuşmalardan sonar söz alan Veyis Güngör, böyle bir günde kendilerini yalnız bırakmayan tüm dostlarına teşekkür etti. 25 yıllık bir mücadeleden kesitlerin yer aldığı Avrupa’da Anadolu kitabının aslında Hollanda Türk sivil toplum hareketinin bir bölümünü yansıttığını dile getirerek, böyle onlarca hikayenin yazılması gerektigini belirtti. Mücadelenin ilk yıllarına ait bazı anekdotlara yer veren Veyis Güngör, 1984 yılında yaşadıkları bir olayı şöyle anlattı: “Yıl 1984, 13 Ekim Cumartesi. Amsterdam’ın West bölgesinde, Koperenknoop salonunda “Türk Gençlik Gecesi” yapacağız. Saat 18.00 gibi salonun önüne vardık. Salon kapalı. Sahibi açmıyor. Olayı anlamaya çalışıyoruz. Tam bu sıralarda karşı kaldırımda sayıları on ile on beşe varan bir grup peydah oldu. Sakallı, poşulu, aralarında bir kaç tane de Hollandalı var. Bize sert ve tehdit edercesne bakıyorlar. Biz de altı, yedi kişiyiz. Kim bunlara demeye kalmadı ki, toplanan grup Türkçe olarak ‘Kahrolsun Faşistler’ diye slogan attılar. Panikledik. Hemen biz de toparlanıp, aynı sloganla karşılık verdik. “Faşist Cunta” ikici sloganları oldu, biz de aynı sloganı tekrar ettik. Hollandalılar şakın şakın bakıyorlar. Her iki grupda aynı şeyleri söylüyorlar diye. Derken üçüncü slogan geldi. “Faşist Türkeş” ve bir arbade yaşandı ve biz o akşam geceyi yapamadık. Sonradan öğreniyoruzki, adamlar o yıllarda meşhur olan illegal radyolardan gün boyu Hollandalılara anons yapmışlar, bugün Bozkurtlar program yapacak, gelin görün diye. Tabiiki, biz o yıllarda Hollanda’nın şartlarını pek bilmiyorduk. Bir kaç yıl sonra karşı grupta yer alan bir Hollandalı telefonla aradı beni. Oturup kahve içtik. Dost olduk. Tam 20 yıl bizimle çalıştı bu Hollandalı.

Türkevi’ni marka yapan faaliyetler olarak Yağlı Güreş Şampiyonaları, 6 yıl Avrupa Türkçe Süreli Yayınlar Sempozyumları, Mevlana, Ahilik, Konya Kriterleri, Uluslarararası İşbirliği projelerini sayan Veyis Güngör, geride kalan bazı önemli yıllara değindi. Bunlar: 1991 Yunus Emre ve Sevgi Yılı; 5 gün süreyle Leiden, Delft, Utrecht, Twente ve Amsterdam Üniversitelerinde Yunus EMre Sevgi haftası programı; 2007 Dünya Mevlana ve Hoşgörü Yılı çerçevesinde 33 ayrı etkinlik, ;2012 Türkiye Hollanda Diplomatik İlişkilerinin 400. Yılı ve 76 etkinlik; 2014 50. Yılı münasebetiyle 24 Haziran’da Amsterdam’da 50 Komuşmacı akademisyenin katılacağı bir Uluslarararası Sempozyum ve Eylül ayında Ankara’da benzer bir programın organize edilmesi.

Yayınlara dikkat çeken Güngör 25 yılda, Türkçe, İngilizce, Hollandaca ve1 tane de Japonca olmak üzere 101 eser, kitap, cd, dvd yayınlandıklarını belirten Veyis Güngör bunların içinde asırlık yayın sayılabilecek, Mevlana Celaleddin Rumi’nin meşhur eseri Mesnevi’nin tamamı Hollandacaya tercüme edildi ve ikinci baskısını yapılması vardır. Güngör konuşmasında son olarak yıllar içinde sürdürülebilir ve kurumsallaşmış projeler olarak şunları söyledi: Amsterdam Tartışmaları, Avrasya Sivil Toplum Forumu, Türkevi Araştırmalar Merkezi, Türkevi Yayınları, Uluslararası Projeler.

Baskonsolos Togan oral

Konuşmaları büyük bir heyecanla dinleyen Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral bir değerlendirme konuşması yaptı. Oral şu görüşlere yer Verdi: “Öncelikle böyle bir atmosferi yaşamaktan büyük mutluluk duydum. Bu yıl, Türk toplumunun  Hollanda’ya göçünün 50. Yılı. Göçün 25 yılını anlatan bir kitap Türklerin bu ülkede kalıcı olduklarının somut bir örneği, Veyis Güngör’e teşekkür etmek istiyorum.  Bu kitap önemli. Artık ikinci kuşakda  kendi hikayeseini yazacak konuma gelmiştir. Öyle ümit ediyorum ki, önümüzdeki yıllarda Hollanda’daki genç arkadaşlarımız da kendi hikayelerini yazacaklar. 25 yıllık hikayeyi ve Veyis beyin anekdotlarını dinlerken, o günkü Türkiye’nin kamplaşmış sürecinin yelpezasenin içinden çıkan bir mücadele verdiklerini gördüm. O günkü Türkiye’ye ben yetişemedim, çocuktum, o yüzden o atmasfer anılarımda çok canlı değil.  Ancak sizlerin o süreçi etkin olarak yaşamanız, sürecin vermiş olduğunuz mücadelede ne kadar etkin olduğunu bugün öğrenmiş oluyoruz. Benim en çok sevindiğim nokta, o yıllarda gerginliklerin belki sertliklerin yaşandığı bir ortamın bugün buarada o yılların gülerek, takılarak anılabilmesi, konuşulabilmesidir. O yüzden hepinize teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bu hem şu anda aramızda bulunan gençlere hem Türk milletine örnek olması açısından çok önemli. Millet olarak zaman zaman acılar, sıkıntılar yaşayabiliriz. Ama önemli olan bu sıkıntıları görenlerin, yaşayanların,  aradan geçen süreçte bu noktaya gelmeleri milletimiz için önem arzetmektedir. Veyis bey çok güzel söyledi. Bu, Avrupa’daki Anadolunun Veyis Güngör’ün pençeresesinden bakılarak yazılan bir hikadeyesidir. Bu hikaye Veyis Güngör ve arkadaşlarının hikayesidir. Kendisi de çok güzel ifade etti,  bu hikayenin farklı pençerelerden bakanlarında kendi hikayelerini yazmaları gerektiğini söyledi.  Onun için bu çalışma diğer kurum ve yöneticilere örnek teşkil eder. Bu hikayeleri yazmak isteyen arkadaşların bir kısmı şu anda aramızda. Göreve başladığım günden itibaren bir çok sivil toplum kuruluşu başkanı ile tanıştım. Olaylar dıışarıdan farklı görülebilir,  ama bu kitabı okuyunca şunu anladım ki, hiç kimse havadan, hak etmeden bir yerlere gelip oturmuyor. Verilen bir mücadelenin sonucunda hak ediliyor mevkiler.  Büyük bir emek, yıllara yayılan bir mücadele, bir çaba gerektiriyor. Bunun başka yolu yok. Özellikle aramızda bulunan gençler, yaptığınız çalışmalar çok önemli, hiç bir gününüzün boş geçmemesi gerekir. İşte elinizdeki kitapta da görüleceği gibi 25 yıl süren bir mücadele, belkiz or şartlarda, yokluk içinde verilen bir uğraş. Ama getirdiği bir başarı ve somut bir örnektir.

Mustafa Ayranci

Konuşmalardan sonra söz alan HTIB başkanı Mustafa Ayrancı, eskilere girmeyeceğini, o şartların farklı olduğunu, o dönemde diyalog eksikliği olduğunu belirterek, ‘bugün farklı düşüncelere sahip Sivil Toplum Kuruluşları olarak bir araya geliyor ve konuşabiliyorsak, bunda Veyis beyin çok önemli bir rolü olmuştur. Bir somut örnek vermem gerekirse, Veyis bey o dönemde çok eleştirildi, 2006 yılında Türkiye’nin doğusunda Kürt sorunu var, aynı şey Hollanda’da da yaşanıyor. Toplum arasında gerginlik var. Oturup konuşalım dedik. Veyis Güngör ve Mikail Güneş risk alarak kabul ettkiler birlikte toplantı yapmayı. Ve Utrecht’te kurumların katıldığı bir toplantı yaptık. Ortak bir bildiri yazarak, toplumumuzu birlik ve beraberliğe çağırdık.  Son söz olarak, iyiki varsın Veyis bey, iyiki kavga ettik ve birlikte yaşamaya devam edeceğiz.

Katilimcilar                  Kitap imza toreni

Toplantı soru ve cevaplarla devam etti. Toplantı sonunda Veyis Güngör kitaplarını amzaladı.

About Author

Attila Barat