Kazakistan Devlet Tarih Enstitüsü’nden Türkevi’ne ziyaret
Amsterdam’da bulunan Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’nde araştırmalar yapmak amacıyla Hollanda’ya gelen Kazakistan Devlet Tarih Enstitüsü Müdürü Burkitbay G. Ayagan, Türkevi Araştırmalar Merkezi ‘ne de bir nezaket ziyaretinde bulundu.
Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi’nde kalabalık bir grup ile karşılanan Burkitbay’a,
Merkez’in yaptığı çalışmalar başta olmak üzere, Hollanda’daki Türkler hakkında bilgi verildi ve Hollanda’ya Türkiye’den gerçekleşen iş gücü göçünün ellinci yılında, Hollanda Türklerinin göç serüvenleri, başarıları, sorunları, toplum içindeki konumları üzerine kısa bir brifing sunuldu.
Ziyaretin devamında Burkitbay, müdürlüğünü yaptığı Kazakistan Devlet Tarih Enstitü’nün çalışmaları başta olmak üzere, Kazakistan hakkında çeşitli bilgiler verdi. Merkezi Astana’da bulunan Tarih Enstitüsü’nde yüz kişi çalıştığını belirten Burkitbay, enstitünün Rusya başta olmak üzere, Ukrayna ve bölge ülkelerinin Tarih Kurumları’yla ortaklaşa çalışmalar yaptığını dile getirdi.
Sovyet döneminde, Kazakistan tarih araştırmalarının durduğunu, Sovyetlerin diğer cumhuriyet ve topluluklar üzerinde olduğu gibi, Kazakistan’da da baskı ve asimilasyon politikası uyguladığını, dile getiren Burkitbay, 70 yıl süreyle Kazakistan bilim adamlarının takip edildiğini, sürgün edilip hapse atıldıklarını belirterek yaşanan acı olaylardan örnekler verdi.
Kazakistan’daki Ruslaştırma politikalarının sonucunda, Kazakistan dışında 4,5 milyon Kazak yaşadığına dikkat çeken Burkitbay, artık Kazak aydınlarının kendi tarihlerini araştırıp ortaya çıkarma faaliyeti içine girdiklerini, bu alanda birçok makale ve kitap yayınladıklarını belirtti.
Hollanda’da Sovyetlere ait birçok belgenin arşivlerde yer aldığını belirten Burkitbay, bu belgeler içinde Kazakistan’la ilgili belgelerin de olduğunu ve bunların araştırılıp su yüzüne çıkartılması gerektiğini söyledi.
Burkitbay; Hollanda ile Kazakistan arasında ekonomik ilişkilerin üst düzeyde olduğuna, Hollanda’nın Kazakistan’a yatırım yapan ülkelerin başında yer aldığına dikkat çekti ve iki ülke arasındaki sosyal, kültürel ve bilimsel ilişkilerin artmasını sözlerine ekledi.
Hollanda ve Avrupa’daki Türk diyasporasının, Avrupa ile Türkiye, Balkanlar, Orta Asya ve Afrika ülkeleriyle yürütülen ilişkilerde mutlaka devreye girmesi gerektiğini belirten Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör de Avrupa’da edinilen bilgi, tecrübe ve diğer imkanların bu coğrafyalara taşınması başta olmak üzere, Avrupa’nın karşı karşıya olduğu güven bunalımı ve korkunun giderilmesinde de Türk diyasporasının üzerine görev düştüğünü söyledi.
Bu noktada sivil toplum kuruluşlarının daha etkin ve aktif bir politika takip etmeleri ve küresel aktör olmaya istekli olmaları gerektiğini belirten Veyis Güngör, ‘Bu sorumluluğu bize ait olduğumuz medeniyet yüklemektedir’ ifadesini kullandı.